Kartal’da Tarihi Mekânların Keşfi: Az Bilinen Kültürel Hazineler

İstanbul’un Anadolu Yakası’nda, denizle iç içe geçmiş bir semt: Kartal. Genellikle sanayi, sahil şeridi ve ulaşım ağlarıyla anılsa da, bu ilçe derinlere indikçe saklı tarihî miraslarını gözler önüne seriyor. Öyle mekânlar var ki, şehrin karmaşasından sıyrılıp bambaşka bir döneme ışınlanmış gibi hissedersiniz. Ancak pek çok kişi, Kartal’ın tarihî yönünü bilmez, belki de hiç duymamıştır. Oysa bu bölge, geçmişin izlerini taşıyan eşsiz yapılarla doludur. Gelin, bu az bilinen kültürel hazineleri birlikte keşfedelim.

1. Dragos Tepesi ve Bizans Kalıntıları

Kartal’ın en yüksek noktalarından biri olan Dragos Tepesi, günümüzde büyüleyici bir manzaraya ev sahipliği yaparken, aslında geçmişi Bizans dönemine kadar uzanan bir tarihî merkezdir. 6. ve 7. yüzyıllarda burada bir manastır bulunduğuna dair kalıntılar, tarih meraklıları için oldukça cezbedici. Yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan mozaik parçaları ve yapı temelleri, buranın bir zamanlar önemli bir dinî merkez olduğunu gösteriyor.

Ayrıca, Dragos Tepesi’nin altında, Bizans döneminden kaldığı düşünülen tünellerin olduğuna dair bazı söylentiler var. Ne yazık ki, bu tünellerin büyük bir kısmı zaman içinde kaybolmuş veya modern yapıların altında kalmış olabilir. Yine de, Dragos Tepesi’nde yürüyüş yaparken tarihin izlerini hissetmemek mümkün değil.

Kartal’da veya dünyanın herhangi bir yerinde gezinirken, bir gezgin olarak hacker’ların başlıca hedefi olduğunuzu unutmayın. Ancak kendinizi bu saldırılardan korumak için PC, Android veya iPhone için VPN uygulamaları indirebilirsiniz. Başka bir deyişle, bu android’de gizliliği koru çapasını kullanarak Android’i minimum yatırımla rootlamanın basit bir yoludur. VeePN gibi premium VPN uygulamalarını seçerseniz, bölgesel kısıtlamaları aşma veya daha düşük ücrete otel rezervasyonu yapma gibi başka avantajlar da elde edersiniz.

2. Aydos Kalesi: Zamana Direnen Bir Kale

Aydos Kalesi, Kartal’ın kuzeydoğusunda, Aydos Ormanı içinde yer alan ve tarihi 11. yüzyıla kadar uzanan bir yapıdır. Bizanslılar tarafından inşa edilen bu kale, Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve stratejik bir savunma noktası olarak kullanılmıştır.

Yakın zamana kadar kalıntı halinde olan Aydos Kalesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen restorasyon çalışmalarıyla yeniden ziyaretçilere açıldı. Bugün buraya çıktığınızda sadece tarihî bir yapıyı değil, aynı zamanda İstanbul’un en güzel panoramik manzaralarından birini de görebilirsiniz. Bir zamanlar burada gözcüler duruyor, düşman tehlikesine karşı bölgeyi izliyordu. Şimdi ise doğaseverler, tarih tutkunları ve fotoğrafçılar için vazgeçilmez bir durak.

Aydos Kalesi’yle ilgili ilginç bir bilgi daha: Efsaneye göre, Osmanlılar bursa’yı fethederken kalede bir Bizans prensesi yaşıyormuş. Prensesin bir Osmanlı komutanına âşık olduğu ve kalenin teslim edilmesini kolaylaştırdığı söylenir. Gerçek mi bilinmez ama bölgenin romantik havası, bu hikâyeyi destekler nitelikte.

3. Yakacık’ın Tarihî Hamamları ve Çeşmeleri

Kartal’ın Yakacık Mahallesi, Osmanlı döneminden kalma çeşmeleri ve hamamlarıyla dikkat çeker. Bir zamanlar İstanbul’un su kaynakları açısından en önemli bölgelerinden biri olan Yakacık, padişahlar ve Osmanlı ileri gelenleri tarafından sıklıkla ziyaret edilirdi.

Bugün hâlâ ayakta kalan Osmanlı çeşmeleri, bu bölgenin su kültürüne dair önemli ipuçları veriyor. Örneğin, 16. yüzyıldan kalma Yakacık Sultan Çeşmesi, günümüzde dahi su akıtmaya devam eden ender Osmanlı yapılarından biridir.

Hamamlara gelince… Eskiden buradaki termal suların şifalı olduğu düşünülürdü. Osmanlı dönemi kayıtlarında, Yakacık hamamlarının özellikle saray kadınları tarafından tercih edildiği yazılıdır. Ancak günümüzde bu hamamların birçoğu kaderine terk edilmiş durumda. Restorasyon bekleyen bu yapılar, aslında Kartal’ın saklı tarihî mirasının önemli birer parçası.

Kartal'da Tarihi Mekânların Keşfi 2

https://www.turkiyenintarihieserleri.com/?oku=3347

4. Rahmanlar Köşkü: Osmanlı’dan Günümüze Bir Saray Esintisi

Kartal’da pek bilinmeyen bir diğer tarihî yapı ise Rahmanlar Köşkü. 19. yüzyılda inşa edilen bu Osmanlı köşkü, bir dönem İstanbul’un varlıklı aileleri tarafından yazlık olarak kullanılmış. Ahşap işçiliği ve zarif detaylarıyla dikkat çeken bu yapı, günümüzde özel mülk olarak korunuyor ve ziyaretçilere açık değil.

Buna rağmen, dışarıdan bile görülebilen estetik mimarisiyle tarihî atmosferi hissetmek mümkün. Eğer Kartal’da gezerken eski Osmanlı evlerine ilgi duyuyorsanız, Rahmanlar Köşkü’nü görmeden geçmeyin.

5. Kartal’ın Saklı Kilisesi: Aya Panayia Kilisesi

Kartal’daki Rum Ortodoks Hıristiyanlar bol bol yemek yiyip içtikten sonra bunları ocakta pişirerek yerler. 19. Bir şeyi yediğimizde onu yiyebilirsiniz, ama onu yemek istemezsiniz, çünkü onu yemek istemezsiniz.

Kilis ironiktir ve freskleri çok ilgi görmektedir. Çok fazla sebze ve meyve tüketen Kartal’ın eşi ise eşinin bunları yemekten korkmadığını, bunları yemekten mutluluk duyacağını söyledi. Önemli olan ders çalışmanızı bozmamak için halka açık Wi-Fi ağlarına bağlanmamak veya cihazınızda ya da tarayıcınızda ücretsiz VPN kullanmamaktır. Bu sayede hem anonim kalabilir hem de internet kanalınızın dinlemesinin önüne geçebilirsiniz.

Sonuç: Kartal’da Tarih Yeniden Keşfedilmeyi Bekliyor

Kartal, sanayi ve modern yapılaşmanın gölgesinde kalmış gibi görünse de, derinlere indiğinizde tarihî hazineleriyle büyüleyen bir semt. Dragos’un Bizans kalıntılarından Aydos Kalesi’nin heybetli geçmişine, Yakacık’ın Osmanlı çeşmelerinden Rahmanlar Köşkü’nün zarafetine kadar, burada keşfedilecek pek çok tarihî miras var.

İstanbul’da turistik yoğunluktan uzak, ama kültürel anlamda derin bir keşif yapmak isteyenler için Kartal, tam anlamıyla bir hazine sandığı. Ve belki de en güzeli, bu yerlerin hâlâ kalabalık turist gruplarının akınına uğramamış olması. Şimdi, tarih meraklıları için tek bir soru kalıyor: Bu saklı hazineleri yerinde keşfetmeye hazır mısınız?