İstanbul ilçelerinin eski isimleri

İstanbul’un ilçelerinin eski isimlerini merak ettiniz mi? İstanbul’da bulunan 39 ilçenin eski ismini araştırdık ve İstanbul’un tüm ilçelerinin eski isimlerinin ve mevcut isimlerinin kökenlerinin izini sürdük. Hepsini öğrenmek için bizimle kalın ve bu yazıyı okumaya devam edin. Alfabetik olarak her ilçenin eski adını sırasıyla görebilirsiniz.

Adalar eski ismi

Demonisi -> Papadonisia -> Prens Adaları -> Kızıl Adalar -> Adalar: Antik zamanlarda Dimonisi veya Demonisi (Cin Adaları) olarak anılmıştır. Yunan filozof Aristoteles, Adalar için Halkedon (Kadıköy) Adaları demiştir. Yunan filozof Artemidoros ise Pitiusa (Çamlı) adını tercih etmiştir. Romalı tabiat bilgini Plinius ise Propontidas (Marmara Adaları) adını kullanmıştır. Bizanslılar’a gelirsek, adada yaşayan keşişlerden dolayı Papadonisia (Papaz Adaları, Keşiş Adaları) ismini kullanmışlardır. Bizans döneminde Batı kaynaklarında Prens Adaları olarak geçmiştir. Tarihçi Hammer, Les İles des Saint (Evliya Adaları) ismini kullanmıştır. Türkler, topraklarının renginden dolayı Kızıl Adalar diye adlandırmışlardır.

Arnavutköy eski ismi

Arnaout Kevi -> Arnavutköy: 1850’li ve 1890’lı yıllarda bölgenin adının belgelerde “Arnaout Kevi” olarak geçtiği belirlendi. Daha sonra “Eski Köy”, “Köy içi”, “Aşağı Köy” olarak anılan bir bölge oldu. 1963’e kadar Çatalca’ya bağlı bir köy olan Arnavutköy, aynı yıl Eyüp’ten ayrılarak ilçe olan Gaziosmanpaşa’ya bağlanmıştır. 2008’de ilçe olmuştur.

Ataşehir eski ismi

Tekkebağ -> Erenköy -> İçerenköy -> Ataşehir: Ataşehir ilçesi esas olarak İçerenköy bölgesinde kuruludur. 1335’te Tekkebağ Köyü adıyla kurulan ilk yerleşim yeri, 1465’ten sonra tapu kayıtlarında “Eren Baba”dan gelerek Erenköy diye geçer. 1872’de Haydarpaşa-İzmit demiryolu uzatıldığında, yapılan yeni istasyonun çevresindeki bölgeye Erenköy adı verilmiş ve ilk yerleşme olan asıl Erenköy istasyona göre içeride kaldığından İçerenköy adını almış. Ataşehir, 2008’de Kadıköy, Kartal ve Ümraniye’den ayrılan bölgeleri içine alarak ilçe olmuştur. Ataşehir için ilk başta Erengazi adı düşünülmüş, daha sonra Ataşehir ismi benimsenmiş.

Avcılar eski ismi

Aminagos -> Ambarlı -> Avcılar: Avcılar ilçesi adını kurulu olduğu yerden gelen Avcılar Köyü‘nden alır. Avcılar Köyü adını buraya avlanmaya gelen avcılardan almıştır. Avcılar, 1992’de Küçükçekmece’den ayrılarak ilçe olmuştur. Avcılar’ın eski adını bulmak için daha geçmişe gidersek; 1890 yıllarında Rum köprüsünün üst kısımlarını Mısırlı Kaval Ali satın alarak bölgeye Aminagos (Amindos) adını vermiştir. 1924’te mübadelenin ardından bölgenin adı Ambarlı olarak değiştirilmiştir. Ambarlı Köyü ile Avcılar Köyü 1934 yılında birleştirildi ve Avcılar Köyü oldu.

Bağcılar eski ismi

Çıfıtburgaz -> Bağcılar: Bağcılar ismi üzüm bağlarının çokluğu sebebiyle verilmiş, Bağcılar belde olunca Yeşilbağ olarak değiştirilmiş ve Bağcılar ilçe olunca Bağcılar ismi tekrar verilmiştir.[kaynak belirtilmeli] Osmanlı dönemi gayrimüslimlerin yoğunlukta olduğu Bağcılar’ın eski ismi Çıfıtburgaz (Yahudburgaz)dır. Çıfıtburgaz ise Bağcılar olarak değiştirilmiştir. Çıfıtburgaz, “Yahudi kulesi” anlamına gelmektedir.

Bahçelievler eski ismi

Hepdemon -> Bahçelievler: 1992’de Bakırköy’den ayrılarak ilçe olmuştur. Bahçelievler ve çevresi, Bizans İmparatorluğu döneminde tarım ve bağcılık faaliyetlerinin yoğunlaştığı anlar olup, Hepdemon diye anılmaktaydı.

Bakırköy eski ismi

Hebdomon -> Septimum/Jeptimun -> Makrohori -> Makriköy -> Bakırköy: Büyük Konstantin döneminde saraylar, köşkler ve kiliselerle donanmış bir sayfiye yeri olan Bakırköy, Roma döneminde askeri ve siyasi bir merkez olarak “Hebdomon” adıyla anıldı. Roma döneminden sonra Bizans döneminde “Septimum/Jeptimun” adıyla anılan bir askeri merkez haline gelen yerleşim, Bizans’ın son dönemlerinde “Uzunköy” anlamına gelen “Makrohori” olarak adlandırıldı. Şehir Osmanlıların eline geçince adı “Makriköy”e dönüştü. Makriköy, 19. yüzyıl sonlarından beri İstanbul’un bir ilçesi durumundaydı. Makriköy, 1925’te ulusal sınırlar içindeki yabancı kaynaklı adların değiştirilmesi sırasında “Bakırköy” adını almıştır.

Başakşehir eski ismi

Azatlık -> Başakşehir: 2008 yılında Küçükçekmece, Esenler ve Büyükçekmece ilçelerinden ayrılarak ilçe yapılmıştır. İlçenin kurulduğu bölgede Osmanlı döneminde devletin barut ihtiyacını karşılamak üzere Azatlı baruthanesi kurulmuş, bölge Azatlık adıyla anılmıştır.

Bayrampaşa eski ismi

Sağmalcılar -> Bayrampaşa: Sağmalcılar Köyü 1960’ta belediye oldu. İlçede geçmişte yaşanan bir kolera salgını nedeniyle Sağmalcılar adını zihinlere kolera sözcüğüyle birlikte yerleştiği düşünülerek ve IV. Murad’ın sadrazamlarından Bayram Paşa’nın burada bir çiftlik sahibi olmasından esinlenilerek Sağmalcılar adı Bayrampaşa olarak değiştirildi. Eyüp İlçesi’nin bir semti olarak gelişmesini sürdüren Bayrampaşa, 1990’da ilçe oldu.

Beşiktaş eski ismi

Kune Petro -> Beştaş -> Beşiktaş: Beşiktaş adının aslı, Beştaş’dır; Barbaros Hayreddin Paşa’nın gemilerini bağlamak üzere diktirdiği beş taş direkten gelir. İlk zamanlar adı “Beşiktaşı” olarak geçer. Beşiktaş’ın Osmanlı öncesinde adı Kune Petro (taş beşik), İasonion, Sergion ya da Dafne (Defne) olarak adlandırıldığı iddia edilir.

Beykoz eski ismi

Amikos -> Beykoz: Traklar Beykoz’a geldiklerinde, kralları Amikos’un ismine binaen, buraya “Amikos” adını vermişlerdir. Amikos, Beykoz’un bilinen en eski adıdır. Amikos, Osmanlı topraklarına dahil edildikten sonra Beykos adını almıştır. Rivayete göre Farsçada köy anlamına gelen kos sözcüğünün Türkçe bey sözcüğüne eklenmesi sonucunda ortaya çıkan Beykos (Beyköyü) sözcüğü kentin adı olarak kalmıştır. Beykos zamanla Beykoz’a dönüşmüştür.

Beyoğlu eski ismi

Pera -> Beyoğlu: Tarihî yarımadanın ve Haliç’in karşısında yer alan bölge Orta Çağdan itibaren, Yunancada “karşı yaka”, “öte” anlamına gelen “Pera” adıyla anılmaktaydı. Türkler tarafından bölgeye verilen “Beyoğlu” adının, bir beyin oğlunun bölgedeki konağından kaynaklandığı ileri sürülür. 1925 yılında Pera kullanımı resmî yazışmalardan çıkarıldı ve Beyoğlu ismi kullanılmaya başlandı.

Büyükçekmece eski ismi

Atirus / Atira -> Büyükçekmece: 1987’ye kadar Çatalca’ya bağlı bucak merkeziyken ilçe olmuş ve 2009’da ilçe olmuştur. Büyükçekmece ilçesi kendi adı ile anılan Büyükçekmece gölünün doğusunda kurulmuştur. Bizans kaynaklarında bu yerleşim merkezine “Atirus” yada “Atira” denilmektedir.

Beylikdüzü eski ismi

Garden -> Kavaklı -> Beylikdüzü: Cumhuriyet öncesi dönemdeki adı bahçe anlamına gelen “Garden”dır. Cumhuriyet döneminde ise köyün doğal iklimine çok kolay ayak uyduran kavak ağaçlarının yoğunluğu nedeniyle “Kavaklı” adı verilmiştir. 2003 yılında Büyükçekmece’ye bağlı bir belde olan Kavaklı, 2008’de ise Beylikdüzü adıyla ilçe olmuştur.

Çatalca eski ismi

Ergiske -> Metrai / Metris -> Hanice -> Çatalca: Antik Çağ Trak halkının topraklarında, Ergiske adıyla kurulmuş bir kolonidir. Bizans döneminde Metrai veya Metris, Osmanlı Rumlar tarafından Hanice olarak adlandırılmıştır. Şehir bir Çatal dağın eteğine kurulduğu için Çatalca adını almıştır.

Çekmeköy eski ismi

Çekmeköy‘ü oluşturan köylerden biri olan Çekmeköy’ün adına ilk kez 1520’lerde tapu kayıtlarında ulaşılmıştır. Çekmeköy, 1994’ten beri Ümraniye’ye bağlı bir belde iken 2008’de ilçe olmuştur. Tarihi kayıtlara göre Çekmeköy toprakları, bağlı olduğu Beykoz bölgesindeki Yoros Kalesi’nin tımar arazisi idi. Çekmeköy isminin geçmişine dair kabul edilebilir belgesi olan bir bilgi bulunmamaktadır.

Esenler eski ismi

Litros -> Esenler: Esenler bölgesi Bizanslılardan kalma bir yerleşim alanıdır. Bu bölgenin en eski ahalisi Litros ve Avas adlarıyla kurulan köylerde yaşayan Rumlardır. Litros ve Avas isimlerini 1930’lu yıllara kadar korumuştur. 1937-1940 yıllarında gerçekleştirilen değişiklikle Litros Esenler, Avas Atışalanı adını almıştır.

Esenyurt eski ismi

Eşkinoz -> Esenyurt: 19. yüzyılın başlarında Ekrem Ömer Paşa’ya ait çiftlik toprağında kurulan yerleşme, buranın hissedarlarından olan Eşkinozgillerden Eşkinoz adını almıştır. 1967’de de yerleşimin adı Esenyurt olarak değiştirilmiştir.

Eyüpsultan eski ismi

Eyüp -> Eyüpsultan: İlçe ismini, sınırları içinde türbesi bulunan Ebu Eyyûb el-Ensarî’den almaktadır. Ebu Eyyub, Medine’de doğan ve 674 yılında Bizans başkentinde ölmüştür. İlçenin adı 2017’de alınan bir kararla Eyüp’ten Eyüpsultan yapılmıştır.

Fatih eski ismi

Bizanstion -> Fatih: Tarihi yarım adanın bilinen ilk adı Bizanstion’dur. Bizanslılar tarafından İstanbul için kullanılan addır. Eminönü ilçesinin kurulu olduğu alandır ve Eminönü ile Fatih’in birleşmesiyle Fatih ilçesi sınırlarında yer almıştır. Fatih Sultan Mehmet fethin onuncu yılında yıktırdığı Havariyun Kilisesi’nin yerine kendi adıyla anılan büyük bir külliye yaptırdı. Fatih Külliyesi’nin çevresinde zamanla bir Müslüman mahallesi ortaya çıktı. Külliyenin adıyla anılmaya başlayan bu mahalle hızla klasik bir Osmanlı-Türk şehri halini aldı ve Fatih semtine ve ilçesine adını verdi.

Gaziosmanpaşa eski ismi

Taşlıtarla -> Gaziosmanpaşa: İstanbul’un geç dönem yerleşimlerinden olan ve daha önce Taşlıtarla ve Küçükköy mevkii olarak bilinen Gaziosmanpaşa, 1950’li yıllardan sonra gelişmiş, 1963 yılında da ilçe yapılmıştır. Gaziosmanpaşa’nın merkezine eskiden Taşlıtarla denirdi. Bu topraklar kıraç ve taşlı olduğundan halk arasında Taşlıtarla olarak adlandırılırdı.

Güngören eski ismi

Güngören: 1992’de ilçe olmuştur. İsmi, Gün ve Gören kelimelerinin birleştirilmesinden gelir. Gün görmek anlamına gelmektedir.

Kadıköy eski ismi

Kalkedon -> Kalkedonya -> Kadıköy: İlçenin Antik Çağ’daki adı olan Kalkedon Yunanca “bakır” anlamına gelir.

Bulundukları yerin avantaj ve güzelliklerini fark edemeyen karşı kıyıdaki insanların ancak kör olabileceklerini iddia eden bir kahinin Kadıköy yöresine yerleşenlerin kör olduklarını söyleyerek körlerin yeri anlamındaki Kalkedon adını alır.

İstanbul’un fethinden sonra Kalkedonya’nın yönetimi, II. Mehmed tarafından İstanbul kadısı Hızır Bey’e verildiği için, yerleşmenin Kadıköyü adını aldığı sanılmaktadır.

Kâğıthane eski ismi

Kâğıthane: Kâğıthane, İstanbul’da Haliç’e dökülen bir dereyle, bunun vadisinde eski kâğıt imalathanelerinin bulunması nedeni ile bu adı almıştır. Kağıt ve hane kelimelerinin birleştirilmesinden türetilmiştir. Kağıt üretiminin burada yapılmasıyla ilgilidir.

Kartal eski ismi

Kartalimen veya Aetos -> Kartal: Kartal’ın merkezi VI. yüzyılda Kartalimen adında bir balıkçı köyüydü. İlçenin adının Kartalimen isminin Türkçeye aktarılmasından gelmesi veya ilçenin kuzeyinde bulunan ve Rumcada kartal anlamına gelen Aydos Tepesinden gelmesi muhtemeldir.

Aydos tepesinin adı, Yunancada kartal anlamına gelen Aetos (Αετός) idi. Kartal ilçesinin adı da Aydos’un bulunduğu yer olmasından dolayı Aydos’tan gelen Kartal olduğu belirtilmektedir.

Küçükçekmece eski ismi

Çekmek-i Küçük -> Küçükçekmece: “Çekme” adı, bu bölgede olan çöküntülere bağlanmaktaysa da, gerçeğe en yakın varsayımın, göle giren balıkları tutmak için kanala konmuş olan ve yukarı çekilerek açılan kafesli setlerden dolayı verilmiş olduğu söylenebilir. Eski Osmanlı Vakıf defterlerinde de bölge “Çekmek-i Küçük” olarak anılmaktadır.

Bugün Tepeüstü denen bölgede Rhegion adlı bir antik şehir vardı.

Maltepe eski ismi

Bryas -> Urias -> Maltepe: Maltepe adı Höyük, Tümülüs gibi içinde hazine ve define veya küp dolu altınların yığıldığı tepe anlamına gelir. Kocaeli Yarımadası’nın Türkler tarafından fethinden sonra Türkler, Dragos’la ilgili birkaç efsaneye dayanarak bu ismi vermiştir.

Maltepe’nin tarihi Bizans İmparatorluğu’na kadar takip edilebilir. O devirlerde adının Bryas veya Latince adıyla Urias olduğu söylenir. Diğer bir bilgiye göre ise Bizanslıların tarihinde buranın adı Pelekanondur. Bryas adının tarihçiler tarafından Küçükyalı’da eski Akduman Pınarı yakınlarında bulunan Bryas Sarayı harabelerinden aldığı belirtilmekte ise de buna ilişkin kesin kanıt yoktur

Pendik eski ismi

Pantikapeun -> Pendik: İlçenin bilinen en eski adı Pantikapeun’dur. Roma, Bizans, Doğu Roma ve Latin İmparatorluğu dönemlerinde her tarafı duvarla çevrili beş duvarlı anlamına da gelen Pantichion, Panlihion ve Tayni Tiyni isimleride kullanılmıştır. Bu isimler Osmanlı döneminden itibaren değişikliğe uğrayarak günümüzde olduğu gibi Pendik olarak kullanılmaktadır.

Geçmişte Kartal’a bağlı bir belde olan Pendik, Kartal’a bağlı Dolayoba beldesiyle birlikte Kartal’dan ayrılarak ilçe olmuştur.

Sancaktepe eski ismi

Samandıra -> Sancaktepe: Sancaktepe ilçesi, 2008’de Ümraniye İlçesine bağlı Sarıgazi ve Yenidoğan beldeleriyle, Kartal ilçesine bağlı Samandıra beldesinin birleştirilmesi ile kurulmuştur. Yerel yaşamda Samandıra, Sarıgazi ve Yenidoğan isimleri, her bölge özelinde anılır. Sancak ve tepe kelimelerinin birleşiminden oluşturulmuş bir isimdir ve kendisini oluşturan beldelerle ilgisi yoktur.

Samandıra, ilk çağlardan itibaren mesire alanı ve yazlık sarayları ile ön planda olmuştur. Bölgede bulunan en eski yapı bir Bizans Sarayı olan I. Tiberius Konstantinos (578-582) ve Mavrikos (582-602) dönemlerinde inşa edilen Damatris Yazlık Sarayı’dır. Damatris Sarayı adını Demeter ‘Tarım Tanrıçası’ adından almıştır.

Samandıra eski bir yerleşim yeridir. Sarıgazi köyünün ise İstanbul’un fethinden sonra kurulduğu rivayet olunmaktadır. Fethe katılan Sarı Kadı isimli kişiye buranın mülk olarak verilmesiyle bir yerleşim yeri halini almıştır.

Sarıyer eski ismi

Simas -> Sarıyer: İlçenin ilk adı Simas’tır. İddiaya göre Fatih Sultan Mehmed’in iki sarışın askerinin burada Merkez Camii yanında gömülü oldukları, bu yüzden “Fatih’in sarı erleri”nden esinlenilerek yöreye Sarıyer dendiği söylenir. Başka bir rivayete göre mesire yeri olan yörede Mısırlı zenginlerin harcadıkları altınları yüzünden bölgenin adının “Sarı lira yer”den Sarıyer’e dönüştüğü söylenir.

Daha doğru bir önerge ise, Sarıyer’in kuzeybatısında Maden Mahallesi’ne doğru sırtların altın madeni ve kil yüzünden sarı renkte olmaları ve buradaki yerleşmeye bu sarı topraklar nedeniyle önce Sarıyar adı verilmiş olmasıdır. Osmanlı kaynaklarında XIX. yüzyıla kadar Sarıyar kullanımı sürmüştür. Yar sözü uçurum anlamının yanı sıra dağ yamacı, dağ sırtı anlamını da taşır. Bir başka rivayet de bölgede doğal yayılım gösteren katırtırnağı bitkisinin çiçeklendiği zaman tüm bölgenin belirgin bir şekilde sarı olmasından aldığı yönündedir.

Silivri eski ismi

Selybria -> Silivri: Eski Yunanca Selymbria veya Selybria anlamına gelir. Tarihsel önemini doğal limanına ve önemli ticari yollar üzerindeki konumuna borçluydu. Bir tepede kurulmuş Megara kolonisiydi ancak kazılar bunun bir Yunan kolonisi olmadan önce Trakya yerleşimi olduğunu gösterir.

Strabon’a göre şehrin adı şehrin mitolojik kurucusu Selus’un ismi ile Strabon’un Trak dilinde polis “bria” için kullanıldığını düşündüğü kelimenin birleşiminden oluşuyor. 1926 yılında o zamanki Çatalca ilinden ayrılarak İstanbul’a bağlandı.

Sultanbeyli eski ismi

Sultanbeyli: 1945’te göçmenlerin yerleştirildiği bölgedir. 1957 yılında Sultanbeyli köyü kurulmuştur. 1985’ten sonra hızlı yapılaşma faaliyetinin neticesinde Sultanbeyli bugünkü haline ulaştı. 1987’de Sultanbeyli köyünde Kartal ilçesine bağlı belde belediyesi kurulmuştur. 1992 yılında da Sultanbeyli ilçe oldu. İsmi, Sultan ve beyli kelimelerinin birleştirilmesinden oluşturulmuştur.

Sultangazi eski ismi

Sultangazi: 2008 ilçe olmuştur. İsmi Sultan ve Gazi kelimelerinin birleştirilmesinden türetilmiştir. Geçmişte Eyüp ve daha sonra Gaziosmanpaşa ilçelerine bağlı olarak mevcuttu. Geçmişte İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan yerlerin etrafında kuruludur. Gazi Mahallesi’nin bulunduğu ilçedir ve Gaziosmanpaşa’dan ayrılmıştır. Bu nedenle adının Sultangazi olduğu düşünülmektedir.

Şile eski ismi

Mercanköşk -> Şile: Şile’nin ilk yerleşik kavmi Greklerdir. Şile’nin ismi de, antik Miletos’lu kavimlerinden ve onların güzellik ve doğa tutkularından gelir. Miletoslular’ın çevreye mis gibi kokular saçan mor çiçekleri görünce, kente kendi dillerinde ‘Mercanköşk’ adını verdikleri kabul edilir.

Geçmişten bugüne Philee, Shila, Aschil, Artena, Kilio ve Kalpe gibi isimlerle anılan bu yerleşim yerinde, çok eski çağlardan bu yana yaşam belirtilerine rastlanır.

Şişli eski ismi

Şişli: Şişli adının, zamanında şiş imalatıyla uğraşan bir aileye ait olan Şişçilerin Konağı’nın adının zamanla Şişlilerin Konağı’na dönüştüğüne ve buradan geldiğine dair rivayet vardır. Diğer bir rivayet ise, Şişli adının, topoğrafik olarak Beyoğlu Platosu’nda yükseltisi fazla olan bir bölgede bulunmasından geldiğidir.

Tuzla eski ismi

Akra -> Tuzla: Tuzla ilçesi esasında Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı bir semt iken 1950’de İstanbul sınırları içine alınarak Kartal ilçesine bağlı bir belde olmuştur. Kaynaklardaki bilgilere göre, Osmanlı dönemi öncesinde bu bölgeye Akra veya Akritas deniyordu. Ayrıca burada Hristiyanların oturduğu aynı adı taşıyan bir de köy vardı.

İlk çağ yazarları Akritas’ın Tuzla Burnu olduğunu söylemişlerdir. Bu yüzden buraya sadece burun anlamına gelen Akra da denmiştir. Bazı kaynaklarda köyde deniz tuzlası bulunduğu ve adını bu tuzladan aldığı yönünde görüş belirtenler bulunmaktadır.

Ümraniye eski ismi

Ümraniye: Ümran sözcüğü Arapçadır. Topluluklarda mutluluk, saadet, refah anlamına gelir. Esas anlamı kalkınmış, gelişmiş, bayındırlaşmış, yaşayış koşullarının uygunlaştırılması için üzerinde çalışılmış olan yer. Ümraniye adı da buradan türetilmiştir.

Üsküdar eski ismi

Hrisopolis (Altınşehir) -> Escutaire -> Üsküdar: Üsküdar bölgesinin tarihi, antik çağlara dayanır. O tarihlerde bölgenin ilk adı Yunanca Khyrsopolis idi. Bu kelimenin anlamı ise Altın Şehir olarak bilinir. Üsküdar adının ise Roma dönemindeki zırhlı birlikler olan Scutarii ve buradaki Skutarion Kışlası’ndan geldiği düşüncesi yaygındır.

Bizans döneminde Hrisopolis (Altın şehir) olarak adlandırılan Üsküdar, 12. yüzyıldan itibaren Skutarion olarak tanınmaya başlamıştır. IV. Haçlı Seferi ile İstanbul’a gelen Geoffroy de Villehardouin, Histoire de la conquête de Constantinople (İstanbul’un Zaptının Tarihi) adlı kitabında bu semt için “Escutaire” sözcüğünü kullanmış ve bu sözcük Fransızca kaynaklarda sık sık tekrarlanmıştır. Skutarion ismi zamanla Üsküdar’a dönüşmüştür.

Zeytinburnu eski ismi

Zeytinburnu: Zeytinburnu ilçesinin kurulu olduğu yerleşim alanı, İstanbul’un fethinden sonra “Kudüslü Papazlar” olarak anılan bir grubun İstanbul’dan gelerek yerleştikleri yerdir. Kudüslü papazların burada tarım ürünleri ve zeytin yetiştirmesiyle beraber şirin bir yöreye dönüştü. Yerleşim alanı, 1953’te Fatih ilçesine bağlı Zeytinburnu Bucağı olarak örgütlendirildi. Batı bölümü yine Bakırköy ilçesine bağlı olarak kaldı. 1957’de Zeytinburnu İlçesi adıyla ilçe oldu. Zeytinburnu adı, Kudüslü papazların burada yetiştirdikleri zeytinden gelir.