Boğaziçi’nde imar barışı düzenlemesinin iptali

İstanbul’da Boğaziçi ön görünümünü imar barışı kapsamına alan düzenleme, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından 2 yıl sonra iptal edildi. Özellikle Kartal’daki Yeşilyurt Apartmanının yıkılmasının ardından tartışmalı hale gelen imar barışı yasasından faydalanarak Boğaziçinde üç ilçede kayıt belgesi alanların durumu AYM’nin kararı sonucu tartışmalı hale geldi.

İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olan Boğaziçi bölgesinde, imar barışı düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi, şehir planlaması ve çevre koruma konularında önemli bir dönüm noktası oluşturuyor.

AK Parti hukümetinin 2018’de TBMM’ye sunduğu yasa teklifi ile İstanbul’un Sarıyer, Üsküdar, Beykoz ilçelerinin Boğaziçi ön görünümünde kalan bazı mahalleleri imar barışı kapsamına alındı. Yasadan 3 ilçede 40 mahallede yararlanan vatandaşlar kaçak ve imara aykırı yapıları için yapı kayıt belgesi alarak yasallaştırma yaptı.

Yasanın ihlal içerdiğini belirleyen CHP kurmayları, AYM’ye başvurdu. 2 yıldır askıda bekleyen başvuru ile ilgili AYM’den nihayet karar çıktı. AYM, düzenlemenin oy birliğiyle iptal edilmesine karar verdi. AYM kararının gerekçesi açıklandıktan sonra aykırı yapılarla ilgili yeni işlem gündeme gelecek. AYM üyeleri, düzenlemenin Boğaziçi Kanunu ve Çevrenin Korunması Hakkına aykırı olduğu konusunda görüş birliğinde olduğu ortaya çıktı.

Boğaziçi’nde İmar Barışı Düzenlemesinin İptali

Düzenleme Sarıyer’de Rumeli Kavağı, Yeni Mahalle, Merkez, Kocataş, Maden, Büyükdere, Çayırbaşı, İstinye, Kireçburnu, Tarabya Üstü, Rumeli Feneri, Rumelihisarı İle Baltalimanı ve Yeniköy’ün bazı bölümlerini, Beykoz’da Anadolu Kavağı, Anadolu Feneri, Yalıköy, Merkez, Gümüşsuyu, İncirköy, Çubuklu, Çiğdem, Paşabahçe, Anadolu Hisarı, Göksu Ve Göztepe’yi,, Üsküdar’da ise Kuzguncuk, Beylerbeyi, Küplüce, Kirazlıtepe, Çengelköy, Kuleli İle Kandilli’nin bir kısmını kapsıyordu.

Bu karar, Boğaziçi Kanunu’nun koruma altına aldığı alanlarda yapılaşmayı sınırlayan ve çevrenin korunmasını önceliklendiren bir yaklaşımın teyidi olarak görülebilir. İmar barışı düzenlemesinin iptali, özellikle İstanbul gibi tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü bir şehir için, sürdürülebilir kentleşme ve çevre koruma politikalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı, ilgili mahallelerdeki yapı kayıt belgesi alan yapıların durumunu belirsizliğe sokmuş durumda. Bu kararın geriye dönük bir etkisi olmamasına rağmen, ileride benzer durumların önlenmesi ve mevcut yapıların durumunun ne olacağı konusunda yeni düzenlemelerin yapılması bekleniyor. Ayrıca, bu kararın, İstanbul’un siluetini ve doğal dokusunu koruma çabalarına katkı sağlayacağı ve şehrin kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir rol oynayacağı düşünülmektedir.