Mikroçip krizi nedir, ne zaman biter?

Gecikmiş araba teslimatlarından ev aletlerindeki arz açığına ve daha pahalı ekran kartları ile akıllı telefonlara kadar, dünyanın dört bir yanındaki işletmeler ve tüketiciler, yarı iletken mikroçiplerde benzeri görülmemiş bir kıtlık ile karşı karşıya. Mikroçip krizi nedir, neden küresel bir çip sıkıntısı var ve kriz ne zaman sona erecek? Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.

Dünyanın dört bir yanındaki şirketler üretimi artırmak için mücadele ederken, yarı iletken kıtlığı birçok önemli sektörü sakatladı.

Otomobillerden akıllı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar, kişisel bilgisayarlar, çamaşır makineleri, TV’ler, ses sistemleri ve hatta oyun konsolları gibi elektronik ürünlere kadar yarı iletken çip gerektiren tüm ürünlerin üretimi etkilendi.

Yeni çip fabrikaları yolda

40’tan fazla şirket, 2020’nin başından 2022’nin sonuna kadar ayda 750.000’den fazla çip kapasitesini artıracak. 2024’ün sonuna kadar uzun vadeli eğilim, 200 mm-fab’lar için kapasitede yüzde 17’lik bir artış.

Bu fabrikalar için ekipman harcamasının, 2020’de 3 milyar doları yıllar sonra ilk kez geçtikten sonra 2021’de 4,6 milyar dolara yükseleceği tahmin ediliyor. Ancak daha sonra harcamalar 2022’de 4 milyar dolara düşecek. Buna karşılık, 300 mm-fab’ları donatmak için yapılan harcamaların 2021’de 78 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Çip sıkıntısı, gelişmiş mantık çipi üretimini artırmaya yönelik ulusal ve bölgesel çabalarla eş zamanlı olarak yaşanıyor. Güney Kore on yılda 450 milyar dolarlık bir teşfik açıkladı, Amerika Birleşik Devletleri 52 milyar dolarlık yasayı zorluyor ve AB yarı iletken sektörüne 160 milyar dolara kadar para aktarabilir. Çip üreticileri zaten bir harcama çılgınlığı içindeydi. Küresel olarak yarı iletken üretimi için sermaye ekipmanı Nisan 2021’e kadar yıllık bazda yüzde 56 büyüdü. 10 yeni 300 mm-fab’ın 2021’de çalışmaya başlaması ve 2022’de 14 tane daha geleceği belirtiliyor.

Mikroçip krizi ne zaman biter?

Küresel çip endüstrisini izleyen analistler, kıtlığın 2022’ye kadar süreceğine ve çeşitli segmentlerde uzun süreli tedarik kesintilerine yol açacağına inanıyor. Bazı uzmanlar çip sıkıntısının daha da uzun sürebileceğine inanıyor.

Danışmanlık firması Forrester’ın araştırma direktörü başkan yardımcısı Glenn O’Donnell, kıtlığın 2023’e kadar sürebileceğini söyledi. O’Donnell, “Talep yüksek kalacağı ve arz kısıtlı kalacağı için, bu kıtlığın 2023’e kadar devam etmesini bekliyoruz” dedi.

Diğer uzmanlar, çip sektörünün kıtlığın 15-18 ay süreceğine inandığını düşünüyor.

Plurimi Investment Managers CIO’su Patrick Armstrong, elektronik ürünlerin eskisinden çok daha fazla çip kullanması nedeniyle kıtlığın çok çeşitli sektörleri etkileyeceğini söyledi.

Çip üreticisi şirketler daha fazla yarı iletken üretme çabalarını hızlandırırken, uzmanlar talebin en az 2023’e kadar arzdan daha ağır basacağını düşünüyor.

Talepte bir yavaşlama genellikle yılın son çeyreğinde gözlenir ve tedarikçilerin siparişleri yakalamasına yardımcı olabilir. Öte yandan, son çeyrekte talep güçlü kalırsa çip sıkıntısı 2023’e kadar gidebilir.

Çip sektörünün otomobil endüstrisine etkileri

Küresel otomobil endüstrisi, çip sıkıntısından en kötü şekilde etkilendi. Ford, Daimler ve Volkswagen gibi dünyanın en büyük otomobil üreticilerini etkiledi.

Tüm bu şirketlerin üst düzey yöneticileri, çip sıkıntısının ne zaman giderileceği konusunda somut bir fikirleri olmadığını kamuoyuna açıkladılar. Otomobil talebi yüksek olduğu için karmaşık bir durum, ancak gecikmiş üretim otomobil üreticileri için büyük kayıplara yol açıyor.

Bu küresel otomobil üreticilerinin çoğu, çip sıkıntısının bir sonucu olarak pazar payını kaybediyor. Kıtlık uzun süre devam ederse sorun daha da kötüleşebilir.

Aslında, Türkiye’deki otomobil üreticileri de küresel çip sıkıntısından etkilendi. Çoğu otomobil üreticisinin, çip kıtlığının tetiklediği üretim gecikmeleri nedeniyle önümüzdeki yıla kadar büyük kayıplarla karşılaşması bekleniyor.

Aslında, birçok otomobil üreticisi, daha düşük bulunabilirlik ve daha yüksek çip fiyatları nedeniyle araçlarının fiyatını artırmak zorunda kalabileceğinden, yurt içi satışlar da zarar görebilir.