Wi-Fi’yi kim icat etti?
Telefonlarımızın, bilgisayarlarımızın ve diğer teknolojilerimizin internete güvenilir ve yüksek hızlarda bağlanmasını sağlayan Wi-Fi teknolojisi, bugün dünyanın her yerinde bulunuyor. Bugün teknoloji o kadar yaygın ki, insan sayısından çok çok daha fazla Wi-Fi cihazı var. Wi-Fi bağlantılı ekmek kızartma makineleri ve kahve makineleri bile var.
Yirmi yıl önce (23 Ocak 1996’da) Avustralya merkezli CSIRO’nun hızlı ve güvenilir bir Kablosuz Yerel Alan Ağı (WLAN) oluşturma yöntemine ilişkin patenti ABD’de onaylandı. O zamandan beri, CSIRO buluştan 420 milyon dolardan fazla para kazandı.
Wi-Fi nedir?
Wi-Fi, CSIRO’nun yaratmadığı bir pazarlama terimidir. Wi-Fi, bir Wi-Fi özellikleri ailesi olan 802.11 anlamına gelir. CSIRO’nun ABD patenti, Wi-Fi teknolojilerinin kullandığı mesajları iletme yöntemi içindi. CSIRO’nun tüm patentlerinin süresi doldu.
Wi-Fi teriminin yaygın olarak kablosuz sadakat anlamına geldiği düşünülmektedir. Terim, bir Wi-Fi Alliance tescilli ticari markasıdır. Wi-Fi teknolojisi, dünyanın her yerindeki ofislerde, evlerde ve eğitim yerlerinde ağ oluşturmayı kolaylaştırdı.
Wi-Fi veya WLAN, cihazlarımızın yerel bağlantılar kurmasını sağlar. Bu, sizi internete bağlayacak modem yönlendiriciler de dahil olmak üzere diğer cihazlara bağlanabileceğiniz anlamına gelir.
Elektromanyetik radyasyonun bir biçimi olan Wi-Fi dalgaları, sesten tamamen farklı çalışır. Wi-Fi dalgalarının elektriksel ve manyetik bir yönü vardır, ses dalgaları ise havanın yerini alarak çalışır. Bu kalite, Wi-Fi dalgalarının boşluk gibi bir boşlukta çalışmasını sağlar.
Wi-Fi nasıl çalışır?
Hızlı ve istikrarlı bir Wi-Fi teknolojisi yapmak aslında sinyal iletim hızlarını yavaşlatarak çalışır. Radar teknolojisi bu şekilde çalışır, radyo dalgaları sıçrar. Bu aynı zamanda alıcıların yankılanma yaşayabileceği anlamına gelir, yani aynı mesajın alıcıya aynı anda ulaşacağı anlamına gelir.
CSIRO’nun atılımı sırasında Wi-Fi çözümlerinde yankılanma büyük bir sorundu. Mevcut çözümler ağ hızında çok daha yavaştı, çünkü daha yavaş aktarımlar, sıçrayan radyo darbelerinden kaynaklanan yankılanmayı azaltmaya yardımcı oldu.
CSIRO’nun ekibi radyo astronomları Diet Ostry, Graham Daniels, John Deane, Terry Percival ve John O’Sullivan’dan oluşuyordu. Doktor John O’Sullivan, o sırada elde etmeye çalıştıkları şeyin kablosuz ağ hızlarında büyük bir artış gibi göründüğünü söyledi.
CSIRO ekibinin sinyalleri daha küçük bileşenlere ayırmasını ve ardından bunları alıcıda yeniden birleştirmesini sağlayan konsept, Fast Fourier Transforms adı verilen bir algoritmaya dayanıyor. CSIRO, FFT’yi icat etmedi, ancak sinyal göndermek ve almak için FFT’yi kullanma yönteminden sorumluydu.
CSIRO’nun ekibindeki farklı kişilerin farklı uzmanlık alanları vardı ve Dr O’Sullivan bu buluşu kendisi için talep etmedi. Aramanın başarısız olduğunu ama bunun bir başarısızlık olmadığını söyledi; bir teoriyi çürüttü ve Wi-Fi atılımından yıllar önce FFT’nin daha geniş uygulamasını düşünmeye teşvik etti.
Patentlerle ilgili sorun neydi?
Avustralya, ABD teknoloji şirketlerinin Wi-Fi teknolojisi için ödeme yapmasını sağlama sürecinin kolay olmadığını söylüyor.
CSIRO’nun çalışmasına dayanan 802.11 teknolojisini kullanan ürünler 2001 yılında pazara girmeye başladı. İlk lisanssız ürünler 2002 yılında ortaya çıkmaya başladı.
2007 yılında, CSIRO bir Teksas mahkemesinde büyük bir zafer kazandı. Hakim, CSIRO’nun ihlalde bulunan bir şirketin ürünlerini satmasını yasaklamak için ihtiyati tedbir kararı için gerekçeleri olduğunu tespit etti. Karar, bir sonraki mahkemece onaylandı.
Dava yıllarca devam etti ve Hewlett Packard, Sony, Lenovo ve Acer gibi büyük şirketleri kapsıyordu. 2012 yılında, CSIRO bir dizi şirketle 220 milyon dolarlık bir anlaşma yaptı.
ABD hükümetinin web sitesinde çevrimiçi olarak yayınlanan patentin süresi doldu; ancak CSIRO’nun çözümden beklenmedik bir sonuç almasından önce değil.
Wi-Fi sağlığa zararlı mı?
Elektromanyetik radyasyonun etkileri hakkında korkunç uyarılar internette ve hatta medyanın bazı bölümlerinde çokça bulunuyor. Google’da veya başka bir arama motorunda aramaya giderseniz, hangi görüşe sahip olursanız olun bir dizi makale ve bilgi ile karşılaşacaksınız.
Tehlikeleri anlatan bazı makaleler inandırıcı görünüyor. Ancak tehlikeli olmayan tarafta dikkat çeken isimler var.
Avustralya Radyasyondan Korunma ve Nükleer Güvenlik Ajansı, Wi-Fi’ye maruz kalmanın sağlığınıza zararlı olduğuna dair hiçbir bilimsel kanıt bulunmadığını söyledi. Dünya Sağlık Örgütü de benzer bir şey söylüyor.
Bu kaynaklar teknolojinin tamamen güvenli olduğunu söylemiyor; sadece tehlike kanıtı olmadığını söylüyorlar.